19 Mart 2016

KRİZ DÖNEMLERİNDE İŞLERİMİZİ NASIL BÜYÜTÜRÜZ?

Esnafın en korktuğu sözcük hiç şüphesiz "kriz"dir. Fakat krizlerin de fırsata çevrilebileceği unutulmamalıdır. İyi bir girişimci zaten her zaman krize karşı hazırlıklıdır. Risklere karşı tedbiri vardır. 
Facebook'ta bir arkadaşım Fatih Altaylı'nın 17 Haziran 2011 Cuma günü yayınlanan "Kötü komşu ev sahibi yapar" başlıklı yazısını paylaşmış. 
Okudum, heyecanlandım, duygulandım. Ben olsam bu yazının başlığını "Kriz Dönemlerinde İşlerimizi Nasıl Büyütürüz?" diye atardım. 
Mobilya, Enerji, Kablo & Tel, Demir- Çelik, Tekstil, Kimya, Pazarlama, Lojistik, Teknik Servis, Yurtdışı İştirakler, Havacılık, Finansal İştirakler gibi önemli sektörlerde söz sahibi olan BOYDAK grubunun ekonomik kriz dönemlerini bile nasıl fırsata çevirdiği, zorlukları nasıl aştığı, işlerini nasıl büyütüğüğüyle ilgili öemli bir ipuçları veriyor.
BOYDAK Grubu’nun yönetim kurulu başkanı, bana göre ise “ağabeyi” Hacı Boydak uğradı dün.
1990’ların sonundan beri tanışırız.
Kayseri’nin dinamik işadamı portresinin son dönemdeki en önemli figürüdür Hacı Boydak. Kardeşleriyle beraber, sıfırdan başlayıp uluslararası iş yapan dev bir grup yarattılar.
Dün anlattığı bir olay, “Nasıl dev oldukları” konusunda ciddi bir örnek.
Aslında hikâyenin başını biliyordum da, sonunu dün öğrendim.
1990’ların sonu...
Türkiye yine bildik ekonomik krizlerinden biri yaşıyor. Bankalar sıkıntıda, Türkiye sıkıntıda, döviz almış başını gidiyor.
Boydak Grubu yatak üretiminde kullandığı özel bir kumaşı Belçikalı bir üreticiden alıyor.
Belçikalı firmanın sahibi bir gün Hacı Boydak’ı arıyor.
“Kusura bakmayın. Bunca yıldır alışveriş yapıyoruz ama bundan böyle Türk bankalarının açtığı akreditifleri kabul edemeyeceğiz” diyor.
“Niye” diye soruyor Hacı Boydak.
“Türk bankalarına güvenmiyoruz. Bizimle iş yapmak istiyorsanız ya peşin parayla alırsınız ya da size mal satmayız” diyor.
Boydak, “Peşin alırız ama indirim isteriz” diyor.
Belçikalı bunu da kabul etmiyor. Bunun üzerine peşin parayla kumaş almaya başlıyorlar fakat Hacı Boydak’ın da tepesi atıyor.
Belçikalı firmanın kullandığı dokuma tezgâhlarını satan firmaya gidiyor.
4 adet tezgâh alıyor. Getiriyor bunları fabrikanın bir köşesine kuruyor ve başlıyor ihtiyacı olan kumaşı kendi üretmeye.
Fakat 4 tezgâh yetmiyor ihtiyaca. Hemen 4 daha alıyor.
Yine yetmiyor.
Bunun üzerine 10 bin metrekare kapalı alanlı bir fabrika kuruyor. Burası için 8 tezgâh siparişi veriyor. Yeni tezgâhlar burada üretime başlıyor. Diğer 8 tezgâh da buraya taşınıyor.
Bu arada diğer mobilya ve yatak üreticilerinden de siparişler gelmeye başlıyor.
Bunun üzerine Hacı Boydak, 32 tezgâh daha alıyor. Fabrika büyütülüyor. Sonunda 400 tezgâhla yatak kaplama kumaşı üreten dev bir tesis ortaya çıkıyor.
Boydak Grubu her yıl Belçika’dan 50 milyon dolarlık kumaş alır durumdayken, bu kez yılda 150 milyon dolar yatak kaplaması ihraç eder duruma geliyor, dünyanın en büyük yatak üreticilerine kumaş satmaya başlıyor.
50 milyon dolar çıkarken, 150 milyon dolar girmeye başlıyor ülkeye.
Ve bir süre önce Belçikalı üretici arayıp Hacı Boydak’tan randevu istiyor.
Geliyor, Kayseri’de bir güzel ağırlanıyor. Sonunda Belçikalı ağzındaki baklayı çıkarıyor.
“Siz benim en büyük müşterimdiniz. Ben size bir haksızlık yaptım. Siz de haklı olarak kendi yolunuza gittiniz ve bana rakip oldunuz. Sonunda benim bütün pazarımı ele geçirdiniz ve ben battım. Alın bunlar benim fabrikanın anahtarları. İş yapacak halim kalmadı. Bu fabrikayı alın benden.”
Hacı Boydak teşekkür ediyor.
“Kusura bakma. Bizim tesisler son model. Senin fabrika eski kaldı. İşimize yaramaz” diyor ve Belçikalıyı postalıyor.
Boydak’ın hikâyesi aslında Türkiye’nin yeni dinamizminin hikâyesi.
Zor günde dostluk
HACI Boydak'ta anlatacak olay çok.
Türkiye'nin krize girdiği dönemde Belçikalı kumaş üreticisinin yaptığı ona ders olmuş.
"Nasıl davranılmaması" gerektiğini öğrenmiş.
Yunanistan krize girdiği zaman, Yunanistan'da iş yaptığı, kendilerinden mal alan tüm firmalara bir mektup yazmış.
Mektup için önce özel bir antetli kâğıt hazırlatmış.
Üzerinde Türk ve Yunan bayraklarının iç içe geçtiği bir kâğıt.
Sonra da şunu yazmış:
"Sevgili dostumuz,
Yıllardır birlikte iş yaptık, birlikte para kazandık. Ekonominizin zor duruma düştüğünü görüyoruz. Biz Türk işadamları olarak sizin halinizi en iyi anlayacak milletiz. Biz de bu tür güçlükleri çok yaşadık. Hiç kaygılanmayın. Bundan çıkarsınız.
Türk halkı olarak durumunuzu anlıyor ve üzülüyoruz.
Biz de firma olarak size bir nebze olsun destek olmak amacıyla bazı önlemler aldık.
Bundan böyle grubumuzdan yapacağınız tüm alımlarda limitlerinizi iki katına çıkarıyoruz.
Vadelerinizi ise iki misli uzatıyoruz.
İşbirliğimizin zor günlerde gerekli olduğuna inanıyoruz."
"Peki sonuç ne oldu?" dedim.
"Hem siparişler arttı hem de bütün borçlarını vadesinde ödüyorlar. Krizden çıktıkları zaman da bunu asla unutmayacaklar" dedi.
Şimdi de Diyarbakır'a bir fabrika yapmak için arazi almışlar ve inşaata başlıyorlar.
"İlk 500'e giren firmalarımızın yüz tanesi orada yatırım yapsa bölgenin kaderi değişir" diyor Hacı Boydak.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Her sıkıntının bir fırsat yarattığını unutmadığımız zaman.
Hacı Boydak'ın anlattıklarından yola çıkarak iyi girişimciler hakkında şunları söyleyebiliriz:
1- İyi bir girişimci zeki, dinamik, tercübe sahibi, girişken rasyonel davranış yetisine sahip ve motivasyonu yüksek kişiliği olan insanlardır.
2- İyi bir girişimcinin iletişim yeteneği kuvvetlidir. İnsani ilişkileri  üst düzeydedir.
3- İyi bir girişimci, piyasa veya bürokrasi ayrımı yapmaz. Her alanda güçlü ilişkiler geliştirmeyi hedefler.
4- İyi bir girşimci, fırsatları iyi değerlendirir.
5- İyi bir girişimci, ileri görüşlüdür.
6- İyi bir girişimci, mütevazı ve yardımseverdir.
7- İyi bir girişimci, olaylardan ders çıkarmasını bilir.
8- İyi bir girişimci, çok yönlü düşünür, aşılması zor bir riskle karşılaştığında alternatif çözüm yolları arar ve bulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız...