14 Şubat 2016

AKIL VE ZEKA NE ZAMAN İŞE YARAR?

Adanmak, kişinin geleceği için,  küçük bir ihtimal ekseninde hareket etmesidir. Böylesi bir ruha sahip olan bir kişi, tarihe yön verenlere has bir iradenin sahibidir. Ömrünü bir ampulün yanmasına adamasaydı bu büyük icada imzasını atabilir miydi Edison?  “Ya istiklal, ya ölüm!” anlayışı değil midir bizim Kurtuluş Savaşını kazanmamızın en önemli gücü? İspanya’ya çıkartma yapan Tarık bin Ziyad, geriye dönmemek üzere geldiklerini cümle aleme isbat etmek için gemileri yakması hangi akla hizmet ediyordu? Ya İstanbul’un fethi sırasında atını denize süren Fatih’in bu hali neyle açıklanır?
İnsanlık tarihini incelediğimiz zaman adanmışlık ruhuna sahip olan insanların zaferlerini görürüz. Kendini ve fikirlerini hiç beğenmesem de kendini davasına adayan Lenin adanmışlık ruhunun sembollerinden biridir. Bu ruh onu davasında zafere ulaştırdı. Halkı ardından sürükledi. Yaveri bir gün ondan izin isteyince o, iznin gerekçesini sormuş. Yaveri: “Şahsi işlerimi halletmek istiyorum!” demiş. Aldığı cevap karşısında küplere binip: “Bir komünistin şahsi hayatı olamaz!” demişti.  Çünkü kendi varlığını davasına adamayan bir insandan başarı beklenemezdi. Hitler’in en büyük kitabının adı Davam’dır. Yıllar öncesinde okuduğum bu kitapta Hitler’in hayat hikayesinden bahsedilir. O, ne bürokrat çocuğu, ne de aristokrat. Halkın içinden çıkmış. Toplumun nasıl ezildiğini kendi hayatında görmüş. İşçi olmuş, mahkeme kapılarında çığırtkanlık yapmış, davalara şahitlik etmiş, mahkeme zabıtlarını tutmuş. Bir gün karar verip milletinin kurtuluşuna önder olmaya soyunmuş. Partisini kurmuş meydanlara çıkmış. İlk mitinginde kürsüde bulunan su bardağını eline almış. Konuşmaya kendini o kadar kaptırmış ki elindeki su bardağının kırıldığının farkına bile varmamış. Bardak elini kesmiş, o acıyı hissetmemiş ve ortaya Nazi selamı çıkmış. Adanmış ruhlu insanlar dünyalık adına çektikleri acılardan lezzet alırlar. Onlar isterler ki davalarına bir zarar gelmesin. Çağımızın büyük mütefekkirlerinden birisi de Van kalesinde ayağı kayıp düşünce ağzından çıkan söz, ne “anam”, ne “babam” ne de “Allah!” olmuş . “Davam!” demiş. Bu da bir adanmışlık simgesinden başka bir şey değildir.Ruhunda adanmışlık olan bir faninin gözünde, ne yer ne de yar sevdası vardır. Böyle kişilerin vatanı dünya yari davasıdır. Sürgünler, idamlar, zulümler, şahıslarına yapılan hakaretler davaları içinse gam yemezler. 
Hikmetin savunucusu Sokrates, düşüncelerinden dolayı idam edileceği gün eşi: “Sen söylediklerinde hep haklıydın. Neden böyle bir sona rıza gösteriyordun? Kaçsan ya…” dediğinde o büyük filozofun cevabı: “Haksız mı olmalıydım? Nitekim ben ölümden korkup kaçarsam savunduğum hikmet felsefesine aykırı bir hareket sergilemiş olurdum.” olmuş.
Bütün başarıların temelinde aslında küçük de  olsa bir adanmışlık ruhu vardır ki akıl ve zeka bir işe başlarken gereklidir; işi bitirmek içinse adanmışlık ruhu şarttır.

 <<<YAZARIN DİĞER YAZILARI>>>


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız...