22 Şubat 2016

HER ÇOCUK EMPATİ YETENEĞİYLE DOĞAR

“Namaza duruyorum ve namazı uzunca kıldırmayı arzu ediyorum. Bazen bir bebek ağlaması duyuyorum ve hemen namazı kısa kesiyorum. Zira ben o anda, çocuğun ağlamasından dolayı annesinin duyduğu ızdırabı bizatihi yaşıyorum.”[1] 
Yukarıdaki cümleler Hazreti Enes(ra)’e ait... Buradan onun namaz kılmaya verdiği önem kadar toplumsal olaylar karşısında gösterdiği duyarlılığı da öğreniyoruz. Bu anlayışta bir evladımızın olmasını arzu ediyorsak çocuklarımıza empati yapmayı öğretmemiz gerekir.
Empati sözcüğünün Türkçe karşılığı “eşduyum”dur. Bir insanın, duygularınının, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonunun bir başkası tarafından anlaşılması ve içselleştirilmesidir. Peki çocuğun empatik davranıp davranmadığını nasıl anlarız? Öncelikle tarafsız bir gözlemci olmalıyız. Çocuğumuzun davranışlarını irdelemeliyiz. Çocuğumuz kendini, kardeşinin, arkadaşının ve bizim yerimize koyarak, olaylara farklı bir bakış açısıyla bakabiliyor mu? Karşıdakinin duygularını kendi iç dünyasında hissedebiliyor mu? Bu iki soruya olumlu cevap verebilmek için karşısındaki kişinin durumunu anladığını ona ifade ediyor olmalı. Eğer bunların herhangi birisi çocuğumuzda yoksa empati kuramıyor demektir.
Aslında empati doğuştan var olan bir özelliğimizdir. Küçük çocuklarda görülen merhamet, şefkat ve yardımlaşma davranışları bunun en güzel örneğidir. Ne yazık ki çocuklar uygun ortamlarda yetişmediği için hızla körelen bir yetenektir.
Fakat yine de ümitsizliğe düşmeyelim. Kaybolan yetenekler tekrar ortaya çıkabilir. “Sen onun yerinde olsaydın ne yapardın?” gibi açık uçlu sorular sormak, onunla olaylar hakkında konuşmak, yorumda bulunmak, süreci sabırla takip etmek ve yerin yapılan uyarılarla çocuklar empati yapmasını öğrenir.
Çocuğu yargılamak, cezalandırmak, olayları akışına bırakmak asla çözüm olamaz.
<<<  BÜTÜN YAZILARIM  >>>

© Mehmet Büyükşahin


[1]        Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/109 (12086)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız...