18 Nisan 2016

KARISINI BATAN GEMİDE BIRAKAN ADAM

Ders Türkçe'ydi. Öğretmen öğrencilerine bir hikaye okuyordu. Hikaye şuydu: 
Denizin ortasındaydılar. Gemi su aldı. Batmaya başladı. O sırada cankurtaran botu geldi. Gemide bulunan bir çift de bota yaklaştı. Ne yazık ki botta sadece bir kişilik yer kalmıştı. Adam, karısını gemide bıraktı. Bota atladı. Kadıncağız kocasının arkasından bakakaldı. Sonra gözlerinden boşalan gözyaşları arasında titrek bir ses tonuyla kocasına şöyle dedi:
Öğretmen, hikayeyi buraya kadar okuduktan sonra durdu. Sınıfa "Çocuklar, kadının yerinde siz olsaydınız adama ne derdiniz?" dedi. Parmak kaldıran öğrenciler: "Vefasız adam! Nankör herif! Senden nefret ediyorum!” gibi sözler söylediler. Öğretmenin dikkatini arka sırada sessizce oturan çocuk çekti. Aynı soruyu ona sordu. 
Çocuk titrek bir sesle cevap verdi.
"Çocuğumuza iyi bak demiştir"
Öğretmen şaşırdı. 
“Daha önce bu hikayeyi duymuş muydun?” dedi.
Çocuk, "hayır" anlamında başını salladıktan sonra: 
“Hayır ama annem babam vefat etmeden önce aynı şeyi söylemişti.” dedi.
Öğretmen yüzünü üzgün bir ifade sardı. Çocuğa:
“Cevabın doğru” dedi. Hikayeyi kaldığı yerden okumaya devam etti.
Hikayenin kalan kısmının özeti şöyleydi: "Gemiyle birlikte kadın sulara gömülür. Adam evine s selim ulaşır. Kızını tek başına yetiştirir.
Yıllar sonra o da vefat eder. Kızı, günlüğünü bulur. Okur. Anesinin  ölümcül bir hastalığa yakalandığını, ömrünün çok az kaldığını o gün öğrenir. Kadın, çocuğunun geleceği için kalan ömrünü feda etmiştir.
Adam ise hayat arkadaşı için günlüğüne şu cümleyi yazmıştır. "Denizin dibine seninle beraber gömülmeyi çok isterdim… Gel gör ki geride bir kızımız vardı. Onun için sensizlik acısının çekmeye razı oldum. Seni çok seviyorum canım.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız...