10 Şubat 2016

NEDEN AKSİYON ADAMI YETİŞTİREMİYORUZ?


Ülkemizde, milli ve manevi değerlerimize saygılı, ciddi anlamda soran ve sorgulayan, bilen ve bildiğini anlatan ve gayesi, insanlığa yön vermek  olan kaç kişi çıkar? Bilim üretebildik mi? Yapılan ilmi çalışmalara destek verdik mi? Fikir adamlarımızı, dinleme sabrı gösterebildik mi? Yasal bir zorunluluk olmasına rağmen farklı görüşlere saygı duyduk mu? "Bu sorulara olumlu cevap verebiliyorsak yazının devamını okumaya gerek yok." diyorum.

İleri görüşlü insanların ortaya koyduğu inanç, ahlak, fikir, bilim, ekonomi veya sanat alanındaki uzun soluklu ve kalıcı hareketlere aksiyon denir. Bazen küçük bir hareket, yüzyıllar sonrasında meydana gelebilecek bir aksiyonun çekirdeğini oluşturabilir. Bu bir kanaat olabileceği gibi, bir isyan da olabilir. Konumuzu açıklamak için bir kaç örnek üzerinde duralım. Sosyalizmin babası Karl Marks'tır. Fransız ihtilalinin hazırlayıcısı J. J. Rousseu’dur. İngiliz ve Amerikalılar arasında münakaşa konusu olan bir alanda Lyman Cutler’in bahçesine giren bir domuzun vurulması neredeyse bir savaş başlangıcı oluyordu. Aksiyon adamlarına Edison örneğiyle son verelim. O kafasına ampulü icat etmeyi koymuştu. Cam fanustan çıkacak bir ışık için 3000 madde denedi. Yakın çevresi onu, bu işten vazgeçirmeye çalıştı. Hatta Stevens Teknoloji Enstitüsünün bile protestosuyla karşılaştı. O ise bir aksiyon adamına has bir üslupla kendisini hor görenlere karşı şu cevabı veriyordu: “Evet, doğru. 3000 madde denedim. Hiç bir netice alamadım. Fakat bu maddelerin ampulü yakma kabiliyetine sahip olmadığını öğrendim.”
Bugün bizim en büyük sıkıntımız, değerlerimize saygılı aksiyon adamı eksikliğidir. Bu da geleneksel aile yapımız ve eğitim anlayışımızın bir ürünüdür.

<<< DİĞER YAZILAR >>>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız...