özgüven etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özgüven etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2016

BEN, BİZ OLDUĞUMUZ ZAMAN "BEN"İM

Güney Afrika’da çalışma yürüten antropologlardan biri, kabile çocuklarını yanına çağırdı. "Gelin sizinle bir oyun oynayalım." dedi. Çocuklar bu teklifi hemen kabul etti.

Dosya:Experience ubuntu.ogg
Dosya:Experience ubuntu.ogg
Nelson Mandela Ubuntu felsefesini anlatıyor.(İngilizce)
Antropolog, bir ağacın altına meyve koydu. Çocukları, düz bir hat üzerinde hizaya dizdi. "Şimdi bir yarışma yapacağız. Yarışmayı kazanan şu gördüğünüz meyvelerin hepsine sahip olacak." dedi. Çocukların hazır olduğunu anlayınca: "Haydi bakalım başlıyoruz. Ağacın altına ilk ulaşan çocuk meyvelerin hepsini kazanacak." dedi. Bu komut üzerine beklenmeyen bir gelişme oldu. Bütün çocuklar el ele tutuştular. Koşmaya başladılar. Hep birlikte ağacın altına ulaştılar. Meyveleri paylaştılar. Olay karşısında şakına dönen Antropolog, çocuklara neden böyle yaptıklarını sordu. Çocuklardan aldığı cevap enteresandı. "Bizim yaptığımız bu işe “ubuntu” denir. Eğer birbirimizle yarışsaydık bütün meyveleri bir kişi kazanacaktı. Dolayısıyla bir çocuk mutlu olurken diğerleri üzülecekti. Hepimizin mutluluğu için bunu yapmak zorundaydık." dedi. Antropolog yine sordu: "Ubuntu nedir?" Aldığı cevap herkese ders olacak nitelikteydi: "Ubuntu, BEN, biz olduğumuz zaman gerçek manada BEN olabilirim."

Bantuca bir sözcük olan Ubuntu, insanların birbirlerine sıkıca bağlılıklarını ifade eder.  
Nobel Ödüllü Yazar Desmont Tutu, Ubuntu'yu şu şekilde açıklar: "Ubuntu'ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez, onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, zülüme uğradığında ya da ezildiğinde kendini de aşağılanmış hisseder."


20 Mart 2016

İTAAT Mİ, ÖZGÜVEN Mİ?

Gece ordusuyla sefere çıkan bir komutan, gecenin bir vaktinde askerlerine: “Ayağınıza takılan şeyleri toplayın.” diye emir verdi. Ordu içinden bir grup emri hafife alıp hiçbir şey toplamadı.
Diğer bir ise emre itaatsizlik etmemek için ayaklarına takılan şeylerden az da olsa aldılar. Üçüncü grup ise; “Komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır.” diyerek torbalarını ağzına kadar doldurdular.
Gün doğmaya başlayınca askerler merakla torbalarını açıp baktılar ki ne görsünler?
Güneşin ışığıyla torbalarda parlayan çil çil altınlar...
Torbası boş olan gurup ah vah etmeye başladı. Fakat son pişmanlık para etmezdi.
Az alan ikinci grup ise; “Ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık.” diye sitem ettiler.
Torbaları dolduran üçüncü grup ise; “Keşke lüzumsuz eşyaları atsaydık da daha çok altın toplasaydık.” diye üzüldüler. 
Çocuklarımızın bilimsel çalışmalar ve buluşlar yapabilmesi için özgüvenlerinin gelişmesi gerekir. İçlerindeki cevheri keşfeden çocuk, kendi başına çalışmayı öğrenecek, araştırmalar yapacak, kaynaklara en kısa ve doğru yoldan ulaşıp icat ve keşiflere imza atmanın haklı gururunu yaşayacaktır, lakin çocuğa özgüvenini geliştirmek için sınırsız bir özgürlükten yana olmadığımı da burada belirtmek istiyorum.
Hedefe düz yollardan gidilmez ve her insanın mutlaka rehbere ihtiyacı vardır. Akıl, her şeyi çözmeye muktedir değildir. Çocuklarımızın ufuklarını açmak için elimizden gelen her türlü imkanı seferber ederken, onlara rehber olacak insanları da çok iyi seçmeliyiz. Çocuklarımıza da rehbere itaati mutlaka öğretmeliyiz.
İtaatsiz bir insan ne kadar akıllı olursa olsun başarıya ulaşamaz.
Büyük insanların hayatlarını okuduğumuz zaman hepsinin bir rehberi ve rehbere karşı itaati görürüz.  Başına buyruk insanların yıkımları çok görülmüştür, ancak imar ettiklerine rastlamak zordur.
Okul çağı çocuğunun en önemli rehberleri öğretmenleridir. Çocuğun öğretmenine karşı itaatli olması, sorumluluk duygusunu geliştirir. Bu duygu, başarıyı beraberinde getirir.
Çocukların torbalarında  bilgi, beceri ve başarı görmek isteyen veliler, çocuklarının öğretmenleriyle çok iyi bir diyalog içinde olmalı, çocuğun gözü önünde öğretmen eleştirilmemeli.
Her öğretmen, askerinin iyiliği için gece altın toplatan komutan gibidir. Herkes itaati nispetinde torbasını doldurur.
Evimizin altıntopu olan çocuklarımızın aklı ve kalbinin ilim ve irfanla dolması dileğiyle.