kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mart 2016

SINAVDA ÇIKMAYAN BİLGİ LUZUMSUZDUR

Yurtdışında bulunduğum yıllarda ders kitaplarını devletin dağıttığını duyunca ülkemde bu tür çalışmaların olmasını çok arzu etmiştim. Artık bizde de ders kitaplarını devlet dağıtıyor. Bu uygulama en çok dar gelirlileri sevindirdi. Her ders yılı başında kabus haline gelen  kırtasiye giderleri, 1994-1995 öğretim yılından itibaren devletin ders kitaplarını ücretsiz dağıtmasıyla bir nebze olsun sona erdi.
Aynı yıl müfredatta yapılan değişikler de geleceğe ümitle bakan insanımızı heyecanlandırdı. Çünkü yeni müfredat, bilgi sunmaktan çok bilgiyi keşfetme, bilgiye ulaşma yollarını gösterme, bireye özgüven verme, öğrenciyi merkeze çekme eğiliminde.
Çocuklarımızın okula başlar başlamaz, araştırmacı ve sorgulayıcı bir ruhla yetişmesi geleneksel eğitim anlayışımıza ters olsa da her konunun bilimsel disiplinle incelendiği çağımızda buna ihtiyacımız var.
Bizim aydınımız, örneklerini batıdan verir. Onlara saygım var ve teşekkür ederim. Bense batının eğitim sistemini duyduğum ve okuduğum kadarıyla bilirim, ama doğu bloku ülkelerinden bazılarını gezdim ve onların eğitim sistemini inceleme imkanı buldum. Metroda ayaküstü kitap okumaya çalışan yolcu, elinden günlük gazeteyi bırakmayan pazarcı, parklarda büyüteçle kitap okuyan ihtiyar, beni çok etkilemiştir. Programlarda, artistik hareketleriyle şiir okuyan çocuklar, televizyonda hiçbir şeye müracaat etmeden saatlerce halka hitap eden politikacı dudağımı uçuklatmıştır.
Milli eğitime bütçeden ayrılan parayla ciddi reformlar beklemek hakkımız değilse de bu ülkenin geleceğini düşünmek zorundayız.
Bu yıl, üniversite sınava 2 milyon 178 bin 563 öğrenci girdi. Sonuçlar açıklandığında sıfır ya da sıfıra yakın puan alan öğrenciler ülke gündemine oturacak. Gazete sütunlarında, televizyon ekranlarında bu konu tartışılacak. Peki sonuç değişecek mi? Kesinlikle hayır!
Yıllarını okul sıralarında geçiren gençlerimizin ve çocuklarımıza eğitim sistemimizin hiçbir şey vermediğini düşünmek elbette ki insafsızlık olur. O halde öncelikle sınav sisteminden başlamak üzere eğitimde ciddi reformlar yapmaya lüzum var.
"Sınavda çıkmayan bilgi lüzumsuzdur." anlayışından vazgeçeceğimiz günler gelir mi acaba?     

13 Şubat 2016

BÜTÜN BİLDİKLERİMİZİN % 80'İNİ OKUDUKLARIMIZLA KAZANIYORUZ AMA...

Türk insanı, kitap okuma oranında bir çok Afrika ülkesinin gerisinde kalmış durumda. Bugün 100 Japon'dan 14'ü düzenli kitap okurken, Amerika'da düzenli kitap okuma oranı % 12, İngiltere ve Fransa'da % 11 iken Türkiye'de on bin kişiden sadece bir kişi elinin altında sürekli kitap bulunduruyor ve okuyor.
Türk insanının kitaba ve kitap okumaya karşı hassasiyetini gösteren diğer bir veri de yıllık basılan kitap sayısıdır. Ülkemizde ders kitapları haricinde basılan kitap sayısı 6031 iken aynı yıl Amerika 72000; Almanya 65000; ingiltere 48000; Fransa 39000; Brezilya 13000 kitaptır. Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da bile kitapların ortalama tirajı 10 bin olduğu bir tarihte ülkemizde bu rakam ne yazık ki 3 bini bile ulaşamıyor. 600 binin üzerinde öğretmeni olan ülkemizde,  "Eğitimcinin Beden Dili" adlı kitap 2 bin tirajla basıldı.
Ülkemizde 1965'te yüzde 27 olan kitap okuma oranının, 1997'de yüzde 3.5'e indiği tespit edilmiştir. Cumhuriyet Üniversitesi'nde okuyan 250 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada "Tam bir kitap kurduyum, devamlı okuyorum." diyen öğrenci sayısı %6 iken kütüphanelerden yararlananların oranı ise yalnızca %4'tür.
Bu veriler de gösteriyor ki ülkemizde kitap okuma alışkanlığı yok denecek kadar azdır. En popüler üniversitelerimizden biri olarak kabul edilen Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, öğrencilerin % 6'sının yıl içinde hiç kitap okumadığı % 59'unun ise son bir yıl içinde Türkiye'de popüler olan hiçbir kitabı bilmediği tespit edildi. Daha da acısı kitap basan yayınevi ismi veremeyenlerin oranı ise %61'lerde seyretmektedir. Bu üniversite öğrencilerin % 3'ünün evine hiç gazete girmiyor. Gazete okuyanların ise en çok spor ve magazin sayfalarının okuduğu görüldü. Ülke sorunlarını dile getiren haber ve ekonomi sayfaları ise en az okunan bölümler.
Çocuğun kitap okuma alışkanlığının kazanmasında aile, arkadaş çevresi, öğretmen ve örnek alınan büyüklerinin az ya da çok etkisi vardır. Yine üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada öğrencilerin kitap okuma alışkanlığı kazanmalarında ailenin rolünün çok az olduğu tespit edilmiştir. Kitap okuma alışkanlığı kazanmada en etkili çevrenin arkadaş çevresi ve hemen ardından öğretmenler olduğu görülmüştür. Bununla beraber büyüklerin de yaşantılarıyla çocukların kitap okuma alışkanlıklarına katkıda bulundukları küçümsenemeyecek orandadır.
Üniversite gençliğinin okumaya karşı bu kadar duyarsız olması bizi kaygılandırıyor.

DİĞER YAZILARIMI OKUMAK İÇİN ANA SAYFAYA GEÇİNİZ>>>
© Mehmet BÜYÜKŞAHİN