#Müslüman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#Müslüman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Şubat 2016

İKRAM VE BENCİLLİK HAKKINDA PEYGAMBER EFENDİMİZ NE DEDİ?



Bir gün Selmân-ı Fârisî, Hazreti Ömer’in yanına gitti. Hazreti Ömer, ona hürmet etti. Sırtını yasladığı yastığı aldı ve ona uzattı. Teşekkür etmek yerine:
—Elhak, Allah ve Resûlü doğruyu söylemiştir, dedi.
Efendimizin hayatı boyunca ağzından doğrudan başka söz çıkmamaştır. Selmân-ı Fârisî’ye bu sözü söyleten sebebp neydi?
Hazreti Ömer:
—Ne demek istedin Ey Ebû Abdullah? Anlatır mısın, dedi.
Selmân-ı Fârisî, Efendimizin verdiği bir müjdeyi hatırlamıştı. Olayı anlattı.
—Bir gün, Allah Resûlünün huzuruna varmıştım. Allah Resûlü, arkasındaki yastığı aldı. Bana uzattı ve şöyle buyurdu: ‘İyi dinle Selmân! Bir Müslüman, Müslüman kardeşini ziyarete gider de, ziyaret edilen kişi, kardeşine ikramda bulunma düşüncesiyle yastığı uzatırsa, buna mukabil Allah Teâlâ onun günahlarını bağışlar.’[1]
Bu olaydan da anlıyoruz ki, ikramda bulunmak ve bencillik etmemek önemli değerlerimizdendir.  

DİĞER YAZILARIMI OKUMAK İÇİN ANA SAYFAYA GEÇİNİZ>>>

© Mehmet Büyükşahin

[1]        Hâkim, Müstedrek, 3/692 (6542)

HAZRETİ ÖMER'İN MEDİNE'YE HİCRETİ



Mekkeli müşrikler, Müslümanları dinlerinden döndürmek için eskiden beri  yapageldikleri işkenceleri büsbütün şid­detlendirdiler. Akla hayale gelmeyecek zulümler yapmaya başladılar.

Müslümanlar için Mekke'de yaşamanın iyice zorlaştığı bu günlerde Sevgili Peygamberimiz:

-Sizin hicret edeceğiniz yurt bana gösterildi. Orasının, iki kara taşlık arasında, hurmalık, çorak bir yer olduğunu gördüm. Orası, Medine'dir. Gitmek isteyen, oraya gitsin! Orası yakın bir beldedir. Siz orayı biliyorsunuz. Orası, Şam'a giderken, ticaret kervanınızın yoludur, dedi. 

Peygamberimizden hicret izni alan Müslümanlar, kafirlere sezdirmeden, birbirleriyle yardımlaşarak hazırlandılar. Binekleri olanlar binekleriyle, binekleri olmayanlar da yaya olarak birbiri ardınca, Medine'ye doğru yola çıktılar. 

Gizlice hicret etmeyi kendine yediremeyen Hazreti Ömer, kılıcını kuşandı. Yayını omuzuna astı. Oklarını ve mızrağını eline aldı. Doğruca Kabe'ye gitti. Kabe'yi yedi kere tavaf ettikten sonra Ma­kam-ı İbrahim'e geldi ve burada iki rekat namaz kıldı.

-Anasını ağlatmak, yahut çocuğunu yetim ya da karısını dul bırakmak isteyen varsa, şu vadinin arkasında gelip benimle kavga etsin, diye oradakilere meydan okudu. 

Orada Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri de vardı. Fakat hiç kimse ona karşı gelmedi. Hazreti Ömer, arkasına bakmadan Kabe'den çıktı. Hiçbir müşrik cesaret edip de onu takip edemedi.

Hazreti Ömer, arkadaşlarıyla anlaştığı yere gitti. Orada onu bekleyen Hişam ve Ayyaş’tan başka  yirmi kadar sahabe vardı. Onlar, yalnız hicret etmektense Hazreti Ömer gibi bi­risinin himayesine girmeyi yeğlemiş, zayıf ve güçsüz Müslümanlardı. Hazreti Ömer geldikten sonra küçük kafile Medine’ye doğru yola çıktı.  

<<<YAZARIN DİĞER YAZILARI>>>