#Medine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#Medine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Şubat 2016

SİZLER BU KADAR SERVETİ NE YAPACAKSINIZ?



Abdullah bin Ömer’e değişik yerlerden toplam on bin dirhem ve çeşitli kumaşlar gelmişti. Bunu komşusu olan bir adam Medine çarşısında Eyyüb bin Vâil er-Râsibi’ye anlatıyordu. Tam o sırada hayvanına veresiye yem almaya çalışan birisi geldi. Bu adam Abdullah bin Ömer’in ta kendisiydi.  Eyyüb bin Vâil er-Râsibi, hemen yerinden doğruldu. Doğruca Abdullah bin Ömer’in hizmetçisine gitti ve:
—Sana bir şey sormak istiyorum! Lakin bana doğruyu söyle, dedi.
Hizmetçi, tamam der gibi başını salladı.
Eyyüb bin Vâil er-Râsibi:
-Ebû Abdurrahman’a (Abdullah bin Ömer’e) Muaviye’den dört bin, bir başkasından dört bin ve diğer birinden de iki bin dirhemle değişik yerlerden kumaşlar gelmedi mi, diye sordu.
Hizmetçi:
—Evet, geldi, dedi.
Eyyüb bin Vâil er-Râsibi:
—Fakat ben onu çarşıda hayvanına veresiye yem alırken gördüm, dedi.
Hizmetçi:
—Akşama kadar, o gelen bütün parayı dağıttı. Kumaşlara gelince, onları sırtına yükleyip ihtiyaç sahiplerine götürdü ve infak etti, dedi.
Eyyüb bin Vâil er-Râsibi, Abdullah bin Ömer hakkında beslediği kötü zandan dolayı bin pişman oldu ve:
—Ey tüccarlar! Abdullah bin Ömer, kendisine daha dün on bin dirhem geldiği halde, bugün hayvanına borç dirhemle yem almak istiyor. Sizler bu kadar serveti ne yapacaksınız, diye haykırdı.[1]


[1]        Ebû Nuaym, Hilye, 1/296.

21 Şubat 2016

HAZRETİ ÖMER'İN MEDİNE'YE HİCRETİ



Mekkeli müşrikler, Müslümanları dinlerinden döndürmek için eskiden beri  yapageldikleri işkenceleri büsbütün şid­detlendirdiler. Akla hayale gelmeyecek zulümler yapmaya başladılar.

Müslümanlar için Mekke'de yaşamanın iyice zorlaştığı bu günlerde Sevgili Peygamberimiz:

-Sizin hicret edeceğiniz yurt bana gösterildi. Orasının, iki kara taşlık arasında, hurmalık, çorak bir yer olduğunu gördüm. Orası, Medine'dir. Gitmek isteyen, oraya gitsin! Orası yakın bir beldedir. Siz orayı biliyorsunuz. Orası, Şam'a giderken, ticaret kervanınızın yoludur, dedi. 

Peygamberimizden hicret izni alan Müslümanlar, kafirlere sezdirmeden, birbirleriyle yardımlaşarak hazırlandılar. Binekleri olanlar binekleriyle, binekleri olmayanlar da yaya olarak birbiri ardınca, Medine'ye doğru yola çıktılar. 

Gizlice hicret etmeyi kendine yediremeyen Hazreti Ömer, kılıcını kuşandı. Yayını omuzuna astı. Oklarını ve mızrağını eline aldı. Doğruca Kabe'ye gitti. Kabe'yi yedi kere tavaf ettikten sonra Ma­kam-ı İbrahim'e geldi ve burada iki rekat namaz kıldı.

-Anasını ağlatmak, yahut çocuğunu yetim ya da karısını dul bırakmak isteyen varsa, şu vadinin arkasında gelip benimle kavga etsin, diye oradakilere meydan okudu. 

Orada Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri de vardı. Fakat hiç kimse ona karşı gelmedi. Hazreti Ömer, arkasına bakmadan Kabe'den çıktı. Hiçbir müşrik cesaret edip de onu takip edemedi.

Hazreti Ömer, arkadaşlarıyla anlaştığı yere gitti. Orada onu bekleyen Hişam ve Ayyaş’tan başka  yirmi kadar sahabe vardı. Onlar, yalnız hicret etmektense Hazreti Ömer gibi bi­risinin himayesine girmeyi yeğlemiş, zayıf ve güçsüz Müslümanlardı. Hazreti Ömer geldikten sonra küçük kafile Medine’ye doğru yola çıktı.  

<<<YAZARIN DİĞER YAZILARI>>>